Kişilik Bozuklukları

Makaleler
Kişilik Bozuklukları

Kişilik, kişinin kendine özgü davranışlarının bir bütünüdür. Diğer bir ifadeyle günlük yaşamda çevresine verdiği tepkiler ile, tutum ve davranışlarının oluşturduğu bütünlüktür. Dolayısıyla bu bütünlük içinde bir uyum ve süreklilik olması gerektiği gibi, normal davranış ve düşüncelerden sapmalar da göstermemesi, esnek olabilmesi, toplumsal uyum ve işlevini bozmaması gerekir. Bu durumda sağlıklı bir kişilik yapısından bahsedebiliriz.

Ancak bazı bireylerde bu bütünlük ve uyum bozulmuş, işlev ve yeterlilik sapma göstermiştir ki, bu tür durum ve örüntüye kişilik bozukluğu adı veriyoruz. Kişilik bozukluğundaki özellikler sürekli ve tutarlıdır. Bireyi farklı kılacak kadar da kapsamlıdır. Aynı zamanda birey bu özellikleriyle bir bütün oluşturmuş olup, kendisini değiştirmekten çok, diğerlerinin kendisine uyum sağlamasını bekler.

Bu kişilerde gelişimsel takıntılar ve olgunlaşmama görülür. İş ve özel hayatlarında zorlanırlar, davranış ve tutumlarının başkalarını nasıl etkilediğini düşünmezler. İç görü ve empatiden yoksun olduklarından, başkalarından da yardım arayışı içine girmezler. Strese dayanma eşikleri de oldukça düşüktür.

Kişilik bozukluklarının genel kapsamının %6 – 9 civarında olduğu düşünülmektedir. Genellikle ergenlik döneminde ortaya çıkar ve çocukluk döneminde de kendisini gösterir. Kişilik bozukluklarında kısmen genetik bir geçişin olduğu düşünülmekle beraber, ailedeki yetiştirme ve eğitim tarzı esas belirleyici olarak görülmektedir.
Ortaya çıkan ortak özelliklerine göre, kişilik bozuklukları farklı başlıklar altında incelenmekte olup, aşağıda bu sınıflandırma esas alınarak, belirgin özellikleri açıklanmıştır.

Paranoid Kişilik Bozukluğu
 Resmi bir tarzları vardır ve gergin durular.
 Sürekli olarak çevrelerini tarar ve insanları ölçüp biçerler.
 Eğlenceli kişiler değildirler ve ciddi olarak bilinirler.
 Oldukça mesafelidirler ve genelde başkalarına yakınlık ve sıcaklık duymazlar.
 Güç sahibi olmaya ve kişilerin derecelerine büyük önem verirler. Zayıf, yetersiz ve güçsüz kişilere tepeden bakar ve aşağılarlar.
 Genelde toplum içinde başkalarıyla çatışma içinde olurlar.
 Kesin ve somut bir neden olmadan başkalarının kendisini sömürdüğüne, aldattığına veya zarar vermek istediğinden kuşkulanır.
 Arkadaş ve meslektaşları ile akrabalarının da kendisine olan bağlılık samimiyetleri üzerinde yersiz ve sürekli kuşkuları vardır.
 Söyleyeceklerinin kendi aleyhine kullanılacağını düşündüğünden başkalarına sır vermez.
 Sıradan ve normal söz ve davranışlardan, kendisinin tehdit edildiği veya aşağılandığına yönelik anlamlar çıkarır.
 Kırıcı davranışları, haksızlıkları ya da kendisine önem ve değer verilmemesini bağışlamaz ve sürekli kin besler.
 Önemsiz ve anlamsız nedenlerle karakterine ve saygınlığına saldırıldığı yargısına vararak, öfke ve saldırı ile tepki gösterir.
 Doğru olmayan bilgi ve kuşkularla, eşinin sadakatsizliğinden şüphelenir.
 Toplumun %0,5 – 2,5 oranını etkilediği düşünülmektedir. Şizofren ve paranoid bozukluk bulunan ailelerde ve erkeklerde daha çok görülür.
 Genetik yatkınlık yanında, özellikle çocukluk yıllarında aile sorunları ve sömürü izine rastlanmaktadır.

Şizoid Kişilik Bozukluğu
 Tek etkinlik çerçevesinde kalırlar ve çok az etkinlikten zevk alırlar.
 Genellikle çekingen yapıları vardır, günlük yaşama katılmazlar, başkalarıyla benzer kaygıları taşımazlar ve pek yakınlık duymazlar.
 Başkalarıyla kendilerini rahat hissetmezler ve göz kontağı kurmazlar.
 Başkalarının yanında çok ciddi olabilirler, korku duyabilirler veya aldırmaz bir tutum takınabilirler.
 Duygulanım sınırlı ve yüzeysel ve donuktur.
 Olayların komik yanlarıyla ilgilenmezler.
 Kısa cevaplar verirler, kendiliklerinden konuşmazlar, bazen de acayip mecazi anlatımları olur.
 Cansız nesnelerden, doğa üstü kurgulardan etkilenebilirler; matematik, astronomi yada felsefi akımlarla ilgilenebilirler.
 Başkalarına olan gereksinimleri çok sınırlı olmasına rağmen, hayvanlara büyük bir bağlılık gösterebilirler.
 Cinsellikleri sadece düşleriyle sınırlıdır. Erkekler genelde bekar kalır, kadınlar edilgen yapıda evliliklerini sürdürebilirler.
 Kızgınlıklarını gösteremezler.
 Başkalarından gelen tehditlere veya emirlere boyun eğme ve karşı çıkmama tutumu içindedirler.
 Başkalarının övgü yada eleştirilerine karşı ilgisiz görünürler.
 Şizofren akrabası olanlarda daha sık görülür.
 Toplumun % 7,5 ‘unu etkilediği söylenmektedir.

Şizotipal Kişilik Bozukluğu
 Garip kişiler olarak tanımlanırlar.
 Davranışlarında, konuşmalarında, duygulanımlarında ve görünümlerinde ayırt edici özellikleri vardır, kendilerine özgü ve tuhaftır.
 Kendi duygularının ayırımında olamayabilirler ve başkalarının olumsuz duygulanımlarına karşı çok duyarlı olabilirler. Kısıtlı ve uygunsuzdur.
 Birçoğunun batıl inançları ya da duyu ötesi algılara inancı vardır.
 Düş içinde yaşarlar.
 Toplumdan uzak kalma eğilimi gösterirler ve stres altında geçici psikotik belirtiler ortaya çıkarabilirler.
 Mezheplere katılır, büyücülük ya da olağan dışı dini uygulamalar içinde olabilirler.
 Çok azının yakın arkadaşı vardır ve sosyal kaygıları fazladır.
 Referans fikirleri yoğundur.
 Kuşkuculuk ve paranoid düşüncelere rastlanır.
 Toplumun % 3’lük kısmını etkilediği bilinmektedir.
 Şizofrenik yakınları olanlarda daha sık görülür.

Antisosyal Kişilik Bozukluğu
 Manipülatif davranana kişilerdir.
 Yalan söyleme, evden kaçma davranışları sık görülür.
 Kişinin geçmişinde şiddete sık başvurduğu ile ilgili anemnez alınır.
 Rasgele cinsel ilişkilere girer.
 Eşini ya da çocuğunu sömürdüğü görülür.
 Vicdan azabı çekmezler, pişmanlık duymazlar.
 Dürtü bozuklukları genelde vardır ve plansız davranırlar.
 Başkalarına karşı düşünceli ve duyarlı değillerdir.
 Huzursuzluk içindedirler ve saldırgan tutum içindedirler.
 Başkalarını aldatma ve sahtekarlık içinde yaşarlar.
 Kendilerinin ve başkalarının güvenliğini umursamazlar.
 Yinelenen kavga ve dövüşler veya saldırılarla devam eden sinirlilik hali vardır
 Bir işi götürememe ya da mali yükümlülüklerini sürekli götürememe ile belirgin sorumsuz tavırlar
 Başkalarına zarar vermiş, kötü davranmış ya da başkasından bir şey çalmış olmasına rağmen ilgisizlik hali yada yaptıklarına kendince mantıklı açıklamalar getirme ile devam eden vicdan azabı çekmeme
 Yasalara, toplumsal kurallara ayak uyduramama
 Erkeklerde %3 – 7, kadınlarda %1 civarında sıklıkla rastlanır. Hapishanedekilerin yaklaşık %75’inde bu bozukluğa rastlanır.
 Dikkat eksikliği ve Hiperaktivite bozukluğu yatkınlık oluşturur.

Borderline Kişilik Bozukluğu
 Psikoz, duygu durum bozuklukları, diğer kişilik bozuklukları ve bilişsel bozukluklarla örtüşen çok yanı vardır.
 Her zaman bir bunalım ve kriz içindedirler.
 Mikropsikotik epizodları olabilir ve bunlar genellikle paranoya veya gelip geçici disosiyatif belirtileri içerir.
 Başkalarıyla ilişkileri çok çalkantılıdır, yalnız kalmaya tahammülleri yoktur.
 Terk edilmenin her türüne karşı koyabilmek için her türlü yola başvurabilirler.
 Çok kolay öfkelenebilir ve genellikle manüpülatif davranırlar.
 Para, cinsellik gibi konularda dürtüsel davranırlar. Madde kötüye kullanımı, hızlı araba kullanımı ya da tıkanırcasına yemek yeme davranışları sık görülür.
 Duygulanımlarında tepkisellik hakimdir, fırtınalar yaşanabilir.
 Gözünde aşırı büyütme ya da yerin dibine vurma uçları arasında gidip gelen, gergin ve tutarsız kişilerarası ilişkilerin olması
 Kimlik karmaşası yaşarlar. Belirgin ve sürekli olarak tutarsız benlik algısı veya kendilik duyumunun mevcuttur.
 Yinelenen intihar davranışları ve girişimleri, göz korkutmaları vardır.
 Kendini sürekli olarak boşlukta hissederler.
 Uygunsuz ve yoğun öfke ya da öfkesini kontrol edememe hali vardır.
 Genellikle % 2 civarında sıklığa sahiptir. Genelde kadınlarda daha yoğundur.
 Bu kişilerin %90’ının başka bir psikiyatrik hastalığı; %40’ının da ikiden çok psikiyatrik tanısı vardır.
 Bu kişilerin ailelerinde duygu durum ve madde kötüye kullanımı daha fazladır.

Histrionik Kişilik Bozukluğu
 Bu tür kişilik bozukluklarında insanlar sürekli rol yapıyormuş gibi, duygusal ve olumlu izlenim bırakmaya çalışan kişilerdir.
 Çoğunlukla işbirliği yaparlar ve kendilerine yardım edilmesini isterler.
 Çok renkli, aşırı derecede süslü, göz alıcı, alımlı olmaya çalışırlar; dikkatleri üzerlerine çekmeye yönelik ayartıcı ve baştan çıkarıcı davranışlar içindedirler.
 Davranışlarında bağımlılık gösterirler. Gösterişe dönük ve yapmacık davranış içindedirler.
 Hızlı değişen duygulanımları vardır. Duygusal derinlikleri yoktur, sığdırlar ve içten davranmazlar. Duygularını aşırı bir abartma ile gösterirler.
 Aşırı düzeyde başkalarını etkilemeye yönelik, ayrıntısız konuşma biçimleri vardır. Sanki rol yapıyormuş gibi konuşurlar.
 Çoğu zaman telkine yatkındırlar, başkalarından ve olaylardan çabuk etkilenirler.
 İlişkilerin olması gereğinden daha yakın olması gerektiğini düşünürler.
 Yüzeysel olarak bakıldığında hoşa giderler.
 İlgi odağı olamadıklarında rahatsız olurlar.
 Prevalansı %2 – 3 civarındadır. Kadınlarda daha sık görülür.
 Bu bozukluk somatizasyona, duygu durum bozukluğuna ve alkol kullanımına eşlik edebilir.

Narsistik Kişilik Bozukluğu
 Kendini büyük görme ve benlik saygısı ile ilgili konularda aşırı ilgilenme ile belirlidir.
 Kendilerinin önemli oldukları ile ilgili büyüklük duyguları vardır. Başarı ve yeteneklerini abartır, yeterli bir başarı göstermeksizin üstün biri olarak bilinmeyi bekler.
 Küstah, kendini beğenmiş davranış ya da tutumlar sergilerler.
 Sınırsız başarı, güç, zeka, güzellik ya da kusursuz sevgi hayalleri üzerinde kafa yorarlar.
 Özel insan olduklarına ve özel haklarla donatıldıklarına inanırlar. Ancak başka özel ya da toplumsal durumu üstün kişilerin kendisini anlayabileceğini yada ancak onlarla arkadaşlık etmesi gerektiğine inanır.
 Eleştirilmeye ya da yenilgiye büyük bir kızgınlıkla ve depresyon ile karşı koyarlar.
 Benlik saygıları kırılgandır.
 Başkalarını kendi çıkarları uğruna kullanma eğiliminde olurlar
 Başkalarıyla eşduyum ve empati yapamazlar. Başkalarının duygularını ve gereksinmelerini tanıyıp tanımlama konusunda isteksizdirler.
 Çoğu zaman başkalarını kıskanır ya da başkalarının kendisini kıskandığına inanır.
 Çok beğenilmek isterler. Dış görünüşleriyle aşırı ilgilidirler ve kendilerine hayran olunmasını beklerler.
 Toplumdaki sıklığı %1 civarındadır.

Çekingen Kişilik Bozukluğu
 Bu kişiler fobik olarak adlandırılan utangaç, çekingen, ürkek, korkak bir kişiliğe sahiptir.
 Kolaylıkla incinirler ve dışlanmaya karşı duyarlıdırlar. Mahcup düşeceği ya da alay konusu olacağı korkusuyla yakın ilişkilerde tutukluk gösterir.
 Eleştirilecek, beğenilmeyecek ya da dışlanacak olma korkusuyla çok fazla kişiler arası ilişki gerektiren mesleki etkinliklerden kaçınırlar.
 Kendi dünyalarında yaşarlar ve başkalarının kendilerini koşulsuz olarak kabul etmelerini beklerler. Sevildiğinden emin olmadıkça, insanlarla ilişkiye girmek istemez.
 Toplumsal katılımlarda bulunmaya karşı isteklidirler. Ancak küçük düşeceği korkusuyla kişisel girişimlerde bulunmak ya da yeni etkinliklere katılmak istemez.
 Toplumsal durumlarda eleştirileceği ya da dışlanacağı üzerinde sıklıkla düşünür.
 Yetersizlik duyguları nedeniyle yeni kişilerle aynı ortamda bulunduğu durumlarda ketlenir.
 Sıklıkla aşağılık duyguları vardır. Kendilerine güvenleri yoktur ve geri çekerler, kendilerini göstermek istemezler.
 Başkalarının sıradan yorumlarını aşağılayıcı olarak değerlendirir.
 Kendilerini sosyal açıdan beceriksiz ve çekici olmayan biri olarak görürler.
 Toplumdaki sıklığı %0,5 – 1 arasındadır.

Bağımlı Kişilik Bozukluğu
 İleri derecede bağımlı, uysal ve boyun eğen kişilerdir.
 Kendi sorumluluk ve gereksinimleri başkalarınınkinden sonra gelir.
 Yaşamlarının çoğunda, önemli alanlarda sorumluluk almak için başkalarına gereksinim duyarlar.
 Kendileri ile ilgili kararları başkalarının almasını ister.
 Sömürüye dayalı kişilere dayanabilirler.
 Kendilerine güvenleri yoktur, başkalarının öğüt ve desteğine ihtiyaçları vardır.
 Kendisine bakamayacağına ilişkin aşırı korku nedeniyle tek başlarına kalmaya katlanamazlar, kendilerini rahatsız ve çaresiz hissederler.
 Yakın bir ilişkisi bittiğinde, bakım ve destek kaynağı olarak derhal başka bir ilişki arayışı içine girerler.
 Başkalarının bakım ve desteğini sağlamak için, hoş olmayan şeyleri yapmayı isteyecek kadar aşırı gidebilirler.
 İşyerinde sürekli gözetim altında tutulmaya gereksinim duyarlar. İşleri başlatma ve tek başına iş yapma zorlukları vardır.
 Pasiftirler, kendilerinin farklı görüşlerini ifade etmekte zorlanırlar.
 Bütün kişilik bozukluklarının %2,5’unu oluşturular.
 Daha çok kadınlarda görülür.

Obsesif – Kompulsif Kişilik Bozukluğu
 İnatçılık boyutlarında ısrarcılık görülür.
 Duygulara dayanan kararlarda kararsızlıkları çoktur.
 Kendilerini ve bulundukları ortam ve koşulları denetim ve kontrolleri altında tutmaya çalışırlar.
 Kişiler arası ilişki kurma, olaylara gülüp geçme, sıcaklık duyma gibi becerilerden yoksundurlar.
 Otoriter bir tutum içindedirler. Mekanik ve duygudan uzak tavır içindedirler.
 Esas amacı gölgeleyecek kadar ayrıntılar, kurallar, listeler, sıralama ve organizasyon işleriyle meşgul olurlar.
 İşin tamamlanmasını zorlaştıracak kadar mükemmeliyetçilik gösterirler.
 Sosyal ilişki, faaliyet ve hobilerine zaman ayıramayacak kadar iş ve üretkenlikle ilgilenirler.
 Ahlak, doğruluk, değerler ve sistem ile ilgili konulara aşırı hassasiyet gösterir ve esneklik sağlayamaz.
 Nesneleri biriktirir, eskimiş ve değersiz şeyleri kolayca elden çıkaramazlar.
 Diğerlerinin işi kendisi gibi yaptığına ikna olmadıkça, görev dağılımı yapma ve birlikte çalışmaya karşı çıkar.
 Para harcama konusunda cimri davranır. Gelecekteki kötü günler ve felaketler için biriktirilmesi gereken bir araçtır.
 Erkeklerde daha sık görülür.
 Genetik faktörler etkin olmasına rağmen, ailede katı bir disiplin ile yetişenlerde daha sık görülür.

Pasif – Agresif Kişilik Bozukluğu
 Engelleyen, sürümcemede bırakan, ağırdan alan, geciktiren, erteleyen, inatçı ve yavaşlatan kişilerdir.
 Yeterli başarı ölçütlerine karşı çıkarlar.
 Gecikmeler için her zaman bahaneleri vardır.
 Başkalarının hatalarını bulup çıkarırlar.
 Kendilerini öne sürmez ve ortaya çıkarmazlar.
 Her şeyi kendi bildikleri gibi yapma eğilimindedirler.
 Her şeyin en iyisini kendileri bilirler.
 Karşıdaki kişinin davranışlarını zaman zaman da olsa tolere edemez ve hemen karşı koyarlar.
 Başkalarının denetimi altında olmak ve yönetilmekten hoşnut olmazlar.
 Her şeyin ters gittiğine inanırlar.
 Uyumsuzlukları nedeniyle izole olabilir ve yalnız kalabilirler.
 Depresif bozukluklar ve alkol kötüye kullanımı gelişebilir.
 Küçük yaşta otorite olan kişilerle sorun yaşamış olabilirler.

 

Dr. Öğr. Üyesi Ahmet TÜRKER

Hiç bir sorun çözümsüz değildir!


Yazılarımızdan


Ekibimiz